Hacamat Kanı ve Hastalık

Hacamat Kanında Hastalık Analizi Yapılır mı ?


Hacamat hakkında en çok sorulan sorulardan biri de budur. Hacamattan alınan kanın rengi kokusu veya kıvamına bakarak hastalık analizi yapılabilir mi ?


Bu soruya evet diye cevap verebiliriz. Fakat birkaç basit yol yöntemi de şart koşmak zorundayız. Evet kana bakarak hastalık analiz edilebilir. Peki günümüzde bu mesleği icra eden arkadaşlar bu konuda gerekli ilmi nasıl elde etmişler sorgulamak zorundayız.


Bunu başarmak için öncelikle her gelen hastaya mutlaka kan testi ve hatta genel bir hastalık taraması yapılmalıdır. Yani her hastamızın kan, idrar, karaciğer gibi değerleri ve hastalıkları için tanısı elimizde olmalı.


Sonra gelen hastalarımıza aynı yerlerden aynı sürelerle bir başka ifade ile eş hacamatlarla hacamat yapılmalı. Bu kanın görsel değerli not edilmeli. Kanın koyuluğu, akışkanlık değeri ve diğer ölçü alınacak özellikleri not edilmeli.


Bu şekilde binlerce hacamat yapıldıktan sonra hastalar, kan değerleri ve hastalıkları ile hacamat kanının özellikleri istatistik bir araştırmaya tabi tutulmalı.


Sonuç olarak da şöyle veriler elde edilmeli. (Sadece misal verme amaçlı.)


Örneğin kanları balgam kıvamında gelen kişilerin %90’nında obezite ve kolestrol görüldü.


Kanları köpüklü çıkan kişilerin %80’ninde ödem ve iltihap görüldü.



Köpüklü kan hakkında makaleyi okumak için tıklayın. 

Tabi ki bunlar sadece birer örnektir. Gerçeklik değeri yoktur. Sadece bu işin nasıl yapılması gerektiğini anlatmak istiyoruz. Tekrar özetlersek, hastalar ve hacamat kanları eşleşmelerine dikkat edilerek hangi kan özelliğinin hangi hastalığa delalet ettiği bulunmalı. Böylesi kapsamlı bir araştırma ile bile kesin bir sonuç elde edilemeyecektir.


Şimdi bizim hacamatcılarımıza bir bakalım. Kan köpüklü olursa şu hastalık olur, kan koyu olursa şöyle bir rahatsızlık vardır şeklinde gereksiz kuruntularla hastalarına negatif bir etki ediyorlar. Hele ki kupanın içinin buharlaşması ile nazar veya cine dalalet bulmak tamamen batıl bir iştir. Gerek maddi gerekse manevi hastalıkların anlaşılmasında teşhis yöntemleri bellidir.


Nazar, cin ve büyünün varlığı ve etkileri kuran ve sünnet ile ortaya koyulmuştur. Bu konuda birkaç yıllık hacamat bilgisi ile bir teşhiste bulunmak yakışık almaz.


Yine astım, bronşit, ülser gibi hastalıkların adını da bize tıp bilimi vermiştir. Tıp biliminden alınan bir kavram tıp bilimi kullanılmadan anlaşılamaz.


Hacamat kanına bakarak kandaki bir maddenin fazlalaşmasını tahmin etmek de farksızdır. Bunlar şu aşamada mümkün değildir. Fakat uzun bir süre boyunca aynı işte ehilleşmiş bir kişi sadece tahminde bulunabilir. Mesela sürekli migren hastalığı ile ilgilenen yılda 300 migren hastası alan bir kişi migren hastalarının kanları ve tedavi süreçleri hakkında fikirde bulunabilir.


İnsanlara farklı bir şeyler vermek isteyen bu arkadaşları anlıyorum fakat bu farklı şeyler faydalı değilse etik olmayacaktır. İnsanların hacamat hakkında yeterince ön yargısı varken bir de böyle garip şeyler söyleyerek hacamat hakkındaki şüpheleri arttırmak bize hiçbir şey kazandırmaz.


Özellikle hacamat kursu veren arkadaşlara ricamızdır, farklı ve faydalı bilgiler vermek güzeldir. Farklı ama yanlış bilgiler hurafe üretmek olur.





Previous
Next Post »